Mesleki Anılar

Babaların Ağlaması Bir Başka Oluyor

İlk görüşme için bana anne ve babası ile gelen S.M. 7 yaşındaydı. Annesi ve babası bazı otistik özellikleri olduğundan şüphelenmiş ama uzun süredir bunu çocuklarına konduramadıkları için bir uzmandan yardım almayı uzun zamandır ertelemişler. S.M. de gerçekten de bazı otistik belirtiler vardı ama ona tam bir otistik demek de haksızlık olurdu. Bu süreçte neler yapabileceklerini, özel eğitim desteğini nasıl alabileceklerini anlatırken babası gözyaşlarını tutamadı. Babaların ağlaması çok da alışık olmadığımız bir durum olduğu için ben de etkilendim bundan. önce sakinleşmesi için ona zaman verdim sonra durumu baştan sona tekrar anlattım ve S.M'nin iyi bir eğitimle neler başarabileceğinden bahsettim. Onlara eğitimine güvendiğim birkaç özel eğitim merkezi tavsiye ettim ve gidip yüz yüze görüşmelerini söyledim. Yaklaşık 2 ay sonra tekrar görüştüğümüzde o ağlayan ve çaresiz bakan babanın yüzünde artık umut vardı. İşte bu umut ve mutluluk benim mesleğimin en güzel tarafı.


Görüşme Süresinin Uzun Olması

Oğlunun davranış problemleri için Ankara'da bir uzmandan destek almak giden bir aile, aldıkları destekten memnun kalmayınca bana geldiler. Ben herkese uyguladığım görüşme yöntemi ile onlarla görüştüm. Görüşme sonunda bana şöyle dediler. "Bizimle bu şekilde görüşeceğinizi düşünmemiştik. Hem bize hem de oğlumuza ayrı ayrı zaman ayırdınız, oğlumuzla sadece oyun oynamadınız farklı çalışmalar da yaptınız, size çok teşekkür ederiz" Her zaman yaptığım ve benim için doğru olduğunu düşündüğüm bu görüşme tarzının bu aileyi bu kadar mutlu etmesi beni de şaşırtmıştı. Aslında bir kez daha şunu anladım ki, anne babalar yalnızca sorunlarının çözülmesini değil aynı zamanda değer görmek de istiyorlar ve haklılar...


Her Zaman Sorun Çocuklarda mı?

K.S'yi ailesi konuşma problemi olduğu, kelimelerin başında kekelediği için getirmişti. Aile ile yaptığım görüşmede bana anlattıklarından sonra edindiğim ilk izlenim ciddi bir kekeleme sorunu olduğu yönde idi. Daha sonra çocuk ile yaptığım değerlendirmede farklı bir tablo çıktı ortaya. K.S. benimle konuşurken neredeyse hiç kekelemiyordu. Bunun üzerine ona şu soruyu sordum. "Siz bugün neden buraya geldiniz biliyor musun" Biliyorum dedi. Açıklaması şuydu. "Annem ile babam benim konuşmamda sorun olduğunu düşünüyor. Aslında beni rahat bıraksalar, konuşurken gözümün içine bakmasalar ben takılmadan konuşuyorum" 9 yaşındaki bu çocuğun bu açıklamaları bana şunu düşündürdü. "Her zaman sorunu çocuklarda aramamalıyız, biraz a kendimize bakmalıyız"...


Bir Annenin Sevinç Gözyaşları

A.D. 3,5 yaşında otizmli bir çocuktu. Onunla çalışmaya başladığımızda dersin ilk 20-25 dakikasında ağlar, hiçbirşeyle ilgilenmezdi. Hiçbir zaman onu zorlamadım sabırlı olmaya özen gösterdim. O konuşmasa da ben hiç susmadan konuşmaya devam ettim. Bir gün bir kırılma anı yaşayacağını tahmin ediyordum, beni yanıltmadı ve o gün derste annesinin resmini gördüğünde "Ane" dedi. O an benim için çok özeldi. Dersten çıkıp annesine söylediğimde inanamadı. Tekrar söyletmeye çalıştı ama bir daha söylemedi. Biraz sevinçli biraz buruk ayrıldılar merkezden. İki gün sonra telefonum çaldı. Telefonda A.D'nin annesi vardı ve ağlıyordu. "Söyledi, bana Ane dedi" diyor ve gözyaşlarına hakim olamıyordu. Böyle mutluluklar yaşayabildiğim bir iş yaptığım için çok mutluyum...